2.06.2009

kate

sonunda The Reader'ı izledim.. benim kendi kendime becereceğim yoktu, sevgilim seçti, öyle izleyebildik.. Kate Winslet'a karşı olan aşırı sempatimden dolayı hep daha da keyifli bir zamanda izlemek için sakladığım bir filmdi..

Kate Winslet'ı sanırım ilk kez Titanic'te izlemiştim.. tanrım.. koskoca 3buçuk saat içinde tek izlediğim O'ydu.. sonra Holly Smoke.. bir yolculuk öncesi Bursa şehir merkezinde elimde çekçekli valizle oturup vakit geçirecek bir yer ararken önünden geçtiğim sinemada oynadığını gördüm.. hem de Harvey Keitel ile.. büyük kurtarıcı.. zor işlerin adamı.. hep aynı ifade.. hep aynı asalet.. valizimle girip sinemaya, film zihnimde, çok güzel bir yolculuk geçirmiştim.. kaç kez daha seyrettim sonradan bilemiyorum.. Kate Winslet Ruth rolünde ya bendi ya da bana çok yakın biri.. hayatımda gördüğüm en garip aileye sahip olan..

sonra Iris ve..

Eternal Sunshine Of The Spotless Mind..

sonra da beni gözyaşlarına boğan Finding Neverland..

sanatçıya bir çok ödül getiren Hanna rolü benim Kate Winslet'a olan hayranlığımı biraz daha büyüttü.. bunun dışında film hakkında pek birşey yazmak istemiyorum.. uzun zamandır gördüğüm en iyi hikayelerden biriydi sadece..

ve dün akşam The Reader'da izlerken, Young Michael'in kitap okuduğu sahnede onu gözyaşları içinde görmek ve ardından kahkahalar attığını duymak beni çok duygulandırdı.. özellikle son zamanlarda içinde bulunduğum ruh hali ve devamlı açlığını çektiğim okuma hissini düşündüm.. Hanna Schmitz'in yerinde olmak.. yalnızlığın bambaşka bir hali sanırım..

6 yorum:

tubi dedi ki...

bende başlamıştım bu filmi izlemeye ancak sonlandırmak nasip olmadı sanırım ilk yarım saatini izlemiştim..izlediğim bölüm beni irrite ettiği için mi bırakmam kolay oldu bilmiyorum..sarışınlardan fazla hoşlanmam bu filmde de hatun kişi çok çıplak ve çok beyaz dı..2.sınıf rus fahişeler gibi..ergen kişileri sinemada çok sık gördüğüm bi dönemde izlemeye çalıştığım için gına gelmişti sanırım filmden ve yarım bıraktım..belki de tamamlamalıyım..ama bu kate hakkındaki fikrimi değiştirmicek :)
nesini seviyosun bu soğuk nevalenin kuzum?
ayrıca ben seni hep julia roberts e benzetirim :))

tubi dedi ki...

ps:şimdi okudum da yazdığım yorumu 2.sınıf rus fahişe deyince sanki rusların her sınıfını bilirmiş ukalalığı sezinledim kendimde..teşbihte hata olmazzzzz :)

lunawar dedi ki...

:) bak ya.. kızmış resmen:))
filmin ilk yarım saatinde ben de nereye gidecek bu film acaba diye düşünmeden edemedim.. hiiiçç düşünmediğim yerlere gitti ama:) denk gelirse tekrar bi şans daha ver derim..

KudRa... dedi ki...

ben filmi izlerken beni en çok sevindiren sonunda bir filmde gerçekten allak bullak olabilmiştim, hiç beklemediğim anda hiç beklemediğim şeyler gelişti filmde. film beni çok başarılı bir şekilde sarsmıştı (:

lunawar dedi ki...

evet evet..
çok güzel söyledin..
beni de..
o kadar değişkendi ki.. sanırım o yüzden konusundan bahsedemedim:)

suiwar dedi ki...

filmi izlerken "ya benim yazasım geldi" dedim kendi kedime. "Yargı"yı sınadım "ceza" yı sınadım "ahlak" ı sınadım. "zeka" yı ve "cehaleti" sınadım.. hepsi çaktı.. zaten filmden cok oncesinde de kendilerini yerin dibine sokmuslugum vardi da.. neyse... güzel olmus film. azıcık aşk azıcık adalet azıcık karakter. azıcık saykoluk.. keske yazabilsem bigun uzun uzun.. hakediyo cunku. ama ben hala "lost highway" de kaldım. ileri gidemedim.. :)