21.05.2009

tembellik ömürboyu

çok zamandır yazamıyorum biliyorum.. başlığa bakıp da sefada olduğumu düşünmeyin ama itiraf ediyorum sefa peşindeyim.. her daim takipteyim..

zaten allak bullak olan bünyem, yazın da etkisiyle iyice kendini bilmez oldu..

yazmadığım süre içinde; pek film izlemedim.. ama birsürü film indirdim.. bir tek Lost'u bitirdim.. annemi İstanbul'a davet edip onunla bol bol gezdim.. akşamları dışarı çıktım.. yeni yeni dinlediğim birşeyler yok.. pazar akşamları hala sıkılıyorum.. ve çok gürültü yapıp az konuşuyorum.. yoksa bu böğrümdeki (doğru noktayı tarif eden en uygun kelime buymuş..) baskıyı başka türlü açıklayamam sanırım..

ezberlenmiş işler için nasıl oluyor da bu kadar zaman harcamam gerekiyor hergün diye hayretler içinde kalıyorum..

rutine oturtamadığım ihtiyaçlarım ise devamlı kızgınlık çekmemin sebebi..

şu teknedeki adamın da hayatında kim bilir ne zorluklar ne rezillikler vardır ama ben şimdi onun yerinde olabilmek için neler vermezdim..

sahici kitaplardan sıkıldım.. hele bir de Açlık'ı (Knut Hamsun) okudum ki, yaz sıcağında havale geçirmemek için tutunacak hiçbişeyim yoktu.. çabuk bitti de bir derin nefes aldım.. (yok yok kötü demiyorum.. çok sahi diyorum.. anlatırım sonra..) şimdi kendimi sahici olmayan kitaplara verdim.. bayıldığım vampir hikayeleri nasıl da yetişti imdadıma.. (bildiğin aşk hikayesi aslında!!) böyle bayıla bayıla okuyorum.. arkasından bir de Hawkmoon destanını okudum mu.. deymeyin depresyonuma..

resimdeki adama gelince.. o, sabahtan o sahile gider.. yatar.. kalkar.. arasıra sahile çıkar.. sonra müşteri gelince alır tekneye, civar koyları gezdirir.. nazar değmesin civarda biraz da toprağı olduğunu duymuştum..

gelsen de bu bilgisayarın başında dursan.. ben de birazcık uyuklasam, tıngır mıngır.. bir ayağım suda..

15 yorum:

suiwar dedi ki...

"ezberlenmiş işler için nasıl oluyor da bu kadar zaman harcamam gerekiyor hergün diye hayretler içinde kalıyorum..

rutine oturtamadığım ihtiyaçlarım ise devamlı kızgınlık çekmemin sebebi..

şu teknedeki adamın da hayatında kim bilir ne zorluklar ne rezillikler vardır ama ben şimdi onun yerinde olabilmek için neler vermezdim.."


heh işte 3 guzel tanim... :)

umudo dedi ki...

dilerim teknelerde ayacıkların sulardan çıkmasın..kestane saçların miskin esintilerle dağılsın..

zaten "burda" olmayan bedenim pencereden uçtu..aklım kafamda küçüçük bir kuştu:)))

suiwar dedi ki...

"gelsen de bu bilgisayarın başında dursan.. ben de birazcık uyuklasam, tıngır mıngır.. bir ayağım suda.." sayın lunawar burdada benim makaraları saliverdiniz ya allahta sizi saliversin cayira, cimene, denize, tekneye.. :)))

umut (başka) dedi ki...

Sizinde aynı mıydı bilmem ama bizim deniz kenarında geçen yaz tatillerimiz vardı ben küçükken. Bizimkiler öğretmen olduğu için yazları uzun tatilleri olur, o kadar uzun olmasa da deniz kenarında tatile giderdik. Herkes yüzerdi ben balık tutardım. Şimdi en son ne zaman tatildeydim hatırlamıyorum bile, bişeyler çalış çalış diye dürtüyor, dürtmekten öte kanırtıyor, koy beni o sandala şimdi, siteye nasıl üye çekerim, yeni üye var mıdır acaba şimdi diye düşünmekten ne güneş ne deniz ne balık görür gözüm. Ne için?

Şöyle bi hikaye hatırlıyorum :Adamın biri ufak bir sahil kasabasında yaşıyor ve hergün balığa çıkıyor. Bunu izleyen başka bir adam gelip

- Seni hergün izliyorum sadece kendine yetecek kadar balık tutup dönüyorsun günün geri kalanında hiçbirşey yapmıyorsun, aslında biraz daha uzun dursan daha fazla balık tutarsın.

- eee diyor balıkçı.

- Tuttuğun balıkların yarısını satsan kısa sürede bir balıkçı teknesi alırsın

- eee diyor balıkçı

- Bu tekneyle balığa çıkarsan çok daha fazla balık tutup daha çok para kazanırsın

- eee

- Kazandığın parayla 5-10 sene içinde çok büyük bir balıkçı teknesi alıp okyanusa açılır acayip para kazanırsın

- eee

- Sonra bi 5-10 sene daha geçtimi bu paralarla kendine bir balık fabrikası kurarsın

eee diyor balıkçı yine, eeesimi var diyor adam sonra fabrikada başkaları senin için çalışırken sen küçük bir sahil kasabasına yerleşir sadece canın istediğinde kendine yetecek kadar balık tutarsın.

lunawar dedi ki...

süper hikayeymiş yahu:))

suiwar dedi ki...

sayin lunawar yanliz blogunuzda "kacak blog" yapilanmalari goruyorum. adam yazmista yazmis... ayrica o hikayeyi hepinizde önce ben biliyorum.. biriniiç biriiiinç...

lunawar dedi ki...

onu öyle kabul edicez..
çok susuyo zaten.. arasıra konuşsun..

zaten sizin bildiğinize ne şüphe sayın suiwar.. sazlıktı buralar..

Nanan dedi ki...

HIIııııı...şimdi anlaşıldı o miskin bakışlar,dünyadan vazgeçmiş göz devirmeler,kulaklıkları takıp iç geçirmeler,uzun soluklu sessizlikler,masa altındaki leğenler..

Not:
o tekneyi yemem içmem deviririm.

GökçeKız dedi ki...

ezberlenmiş işler için nasıl oluyor da bu kadar zaman harcamam gerekiyor hergün diye hayretler içinde kalıyorum..

rutine oturtamadığım ihtiyaçlarım ise devamlı kızgınlık çekmemin sebebi..

*****

gözlerim doldu, çok uzun gibi gelen o 10 dakika vücuduma iğneler batarcasına işkence çektirdi bu cümlelerin bana...

hala acı içindeyim
ve bu yazını okuyalı bir gün oldu neredeyse...

Nilo dedi ki...

offf... sıkıntım katlanarak büyüdü ya...
olmak istediğim yerde, olmak istediğim zamanda ve olmak istediğim insanlarla birlikte olamamak ömrümü törpülüyor...
temiz havaya ihtiyacım var...

balatasıyırdı dedi ki...

Bende "niye"lere takığım çoktandır
madem bu kadar basit bi hayat tek istediğimiz, biraz hava, biraz özgürlük
niye orada olmaıyoruz ki,
bir tekne, bi deniz, sermaye bedava
nefesimi kesiyor yapamadıklarım, açılmayan bi pencereden ve sadece otaparka bakabildiğim bu odadan niye kurtulamıyorum
halbuki o kadar çok değil hayattan istediklerimiz, üstelik konforlu bile sayılmaz bazılarına göre
ama yinede burdayım işte,
burda olmasam başka penceresiz ofiste yada
bir yandan bu adama bu kadar özenip, bi o kadarda ödümüz patlıyor aslında onun yerinde olmaktan
o kadar hafif ki, ohhh bi tekne, bi deniz, sermaye bedava
hep bişilere yetişmek zorunda olmadan yaşamak !!!!
neyse yaaaa offff

GökçeKız dedi ki...

artarak devam ediyor...
bir şey yapılmasına gerek yok
o 2-3 cümle gözümün önünde
kalbim hızlanıyor!

zaman hızla akmıyor ki, unutayım...
belki o cümleleri değil ama
acıyı...

umut (başka) dedi ki...

kaçak blog yapılanmaları peeeh, yazacak olsam blog kendi bloguma yazıcam da nerdeee :)

ayrıca www.lovechasey.com diye bi site buldum çok süper herkes üye olmalı bence :) (kaçak reklam)

sakazen dedi ki...

sözü geçen vapir hikayelerinin 4 kitabını da okumalısınız bence..iyi geliyor...böyle tembellik özlemi sarmışken dağıtıyor insanı:)

lunawar dedi ki...

okudum okudum:))