25.05.2009

aylak haftasonu

çılgıncasına kendimi ordan oraya attığım günler (aylar) sonunda sonsuz sakinlikte bir haftasonu geçirdim.. geçiriyorum.. pazar akşamlarını sevmediğimi söylemiş miydim.. çalmayan telefon v.b.. pazar akşamı da tedavülden kalksa televizyonun sesini duymadan yırtacaktım az kalsın.. kısmet değilmiş..

cumartesimi dondurma, makarna yiyip kola içerek ve film izleyerek geçirdim.. film izlemeyi kafamı dağıtmak için yaptığım zamanlardan pek hoşalnmıyorum ama kafamdaki ağırlığın sebebini bulamadığım için aklıma gelen son çareydi.. o yüzden imdb'nin puanına (7.5) güvenerek komedi olduğu iddia edilen Forgetting Sarah Marshall'la başladık.. Jason Segel kurtaramamış.. Russell Brand'ın saçma absürd rolü de olmasa (ki filmin vasatlığından bana komik gelmiş de olabilir) gülümseyeceğimiz çok az sahne vardı..

ardından da Heath Ledger'ın Candy'sini izledik.. aslında ben filme başlarken film hakkında hiç birşey bilmiyordum, hatta H.Ledger'in Candy diye bir filmi olduğunu bile bilmiyordum.. herkese tavsiye edebileceğim bir film değil.. ama görsel anlamda bence çok başarılıydı.. filmin her sahnesi öznle yaratılmış fotoğraf kareleri gibiydi.. renkler aydınlık, duygular karanlıktı.. belki aşkın aydınlığı izbe evlerin odalarını aydınlık odalar haline getirmişti.. hatta filmdeki kahramanların şehirdışına taşındıktan sonra Dan'in evin çatısına ışık girsin diye açtığı delik de bunun bir ispatı gibi.. aşkları kararıyordu çünkü gitgide.. neyse.. daha çok ayrıntı vermeyeyim.. biraz fikir sadece.. üç bölümden oluşan bir aşk hikayesi diyeyim o zaman.. heaven.. earth.. hell.. tabii filmin merkezinde duran ağır uyuşturucudan da bahsetmeden edemiyeceğim.. filmden yaklaşık 2 sene kadar sonra H.Ledger'ın aşırı dozdan ölmüş olduğu gerçeği filmin izleyen üzerinde yaptığı etkiyi, belki normalden fazla arttırıyor.. karar sizin..

bunun dışında evimdeki çiçeklerin topraklarını havalandırıp değiştirdim ve sanırım sonsuza kadar yaşamak istediğime karar verdim bu haftasonu.. tam da bir haftasonunda alınacak karar değil mi?? neyse.. anlatırım sonra.. belki..

2 yorum:

winmaker dedi ki...

çalışmak bir ömür sürer, tembellik bir dakika ama o 1 dakika ömre bedeldir diye felsefi bir boyut kazandırmak isterdim olaya ama nerdeee. takıla takıla filmlere takıldım ben. kuzum nerden buluyorsunuz böyle garip mizaçlı insanların oynadığı garip (zavallı babında) filmleri, bunlarla tabi kafa dağıtılmaz. atacaksın ordan iki tane jackie chan, üç tane shaolin soccer, bak sonra kafa göz kalıyor mu.

neyse, daha yazcaklarım var ama daha sonra yazarım,.. belki.... hıh :p

suiwar dedi ki...

:)))))