10.01.2009

rilke'den yaşam dersleri



yaklaşık 1 asır önce yaşamış ve kendini yazmaya "mecbur" hissetmiş bir adamın tüm hikayelerinin toplandığı kitabı bitireli çok zaman olmadı.. kurguladığı karakterler, mekanlar, durumlar, ölümü içlerinde taşıyorlardı hep.. yaşamla derdi olan binbir karakter, buldukları yollarla (belki) hayatlarını anlamlı kılmaya çalışıyorlardı.. bazıları ise çocuk yaşında sorularının sayısı zirvedeyken tanışıyorlardı ölümle.. (Rilke'nin hep içinde taşıdığı..)

kitaptaki bir hikaye beni diğerlerinden biraz daha fazla etkiledi.. belki kafamı kurcalamaktan vazgeçmeyen sorular yüzünden, belki de anlatmak istediğini çok net olarak anlatmış olmasından..

1875-1926 yıllarında yaşamış bir adamın kendine dert edindiklerinin hala tüm gerçekliğiyle burnumun direğini sızlatması biraz üzücü bir durum sanırım..

"Yaşamda" hikayesinden bir paragraf..

"Bir yaz gününü düşün. Ne kadar da sınırsız görünüyor, öyle değil mi? Ve bu hiçbirşey değil üstelik, çünkü yazın pek çok günü var. Ve biri diğerine benzemez; her biri ayrı, kendi başına bir mucize. Dışarıda ise sayısız mucize var, hepsi de bizler için. Biz oraya bakmazsak, kim bakabilir ki? Biz burada oturmuş, zekice işler yapıyoruz. Rakamlar yazıyoruz. 'Aralık ayı kömür sevkiyatı' yazıyoruz, dışarıda ise yaşam duruyor. 'Sandık vagon no 7815 yazıyoruz, dışarıdaysa mutluluk var."

şimdi biz, hala masamızınn başında.. yaşam dışarda.. "hesap"lar yapıyoruz.. bir gün yaşayacağımız hayatın hesapları..

1 yorum:

melül bakışlı yaban koyununun bununla ne alakası var? | Lunaland dedi ki...

[...] zamandır hafif bir kitap okumanın hasretini çekiyorum.. Rilke, hayatının eziyetini, günlerce sırt çantamda çektikten sonra daha hafif bişeyler okuma [...]