14.01.2009

Charlie Bartlett

"gençlik filmleri" denen sektörün emeği olan filmlere her zaman şüpheyle yaklaşırım.. The Breakfast Club dan sonra ilk anda aklıma gelen film kalmamış nerdeyse.. (sevgilime sorsanız o da Goonies der kesin..) büyük bir kısmı belden aşağı ergenlik esprileri yaparken, bir kısmı da trajik eğitim sisteminin bitmeyen öğretmen-öğrenci-aile üçgeninin dışına çıkamadan, belki ufak bir tebessümle bir daha izlenmeyecek ve daha kötüsü hatırlanmayacak filmler arasıda yerlerini alır. .tabii bir de bir grup okulda kalmış ya da biryerlere tatile giden, kötü ruhları ya da vahşi hayvaların oyuncağı olan zavallı bir grup genci ertafında dönen filmler vardır.. ki ezberlenmiş bir sıra bile mevcuttur bu filmlerde.. önce şişko ve gözlüklü, sonra zenci olan diye..

Charlie Bartlett'i izlemeden önce okuduğum bir kaç yorum, filmin tarzında oldukça iyi olduğu yönündeydi.. ama genelde biryerlerden kopyalanıp yapıştırılmış yorumlardı, forumların dışındaki tanıtım yazıları..

film, Charlie Bartlett'ın hayatına bir miktar eylence katmak adına giriştiği yasadışı işler sayesinde özel okuldan atılmasıyla başlıyor.. böylece devlet okulu günleri başlıyor.. Charlie Bartlett okula adım attığı andan itibaren herkes tarafından "farklı" bulunup dışlanıyor.. ta ki birileri ona ihtiyaç duyana kadar..

evlerinin 3. bir üyesi gibi hep civarlarında bulunan bir  psikiyatrist ile yaptığı bir görüşme sonucu, doktorun verdiği ilaçlarla bir miktar "kafa bularak" bu işten para kazanmaya karar verir.. okuldaki bol miktarda "sorunlu" arkadaşı bu durumu oldukça kolaylaştırır..  Charlie amatör bir psikiyatrist olur ve arkadaşlarının dertlerini okul tuvaletinde dinleyip, onlara önerilerde bulunur.. aile doktorlarına arkadaşlarının sorunlarını sanki kendi derdiymiş gibi anlatıp ağır antidepresanlar alarak, bu depresanları para karşılığı sorunlu arkadaşlarına dağıtmaya başlar..

tam da istediği gibi herkesin sevdiği ve ihtiyaç  duyduğu kişi olmuştur..

ta ki Charlie, o arkadaşlarına çok daha farklı bir şekilde yardım edebileceğini farkedene kadar..

Charlie Bartlett baştan sona hem keyifli hem de düşündürücü bir film..  genç oyuncu Anton Yelchin'e eşlik eden Robert Downey Jr ve Hope Davis de bence filmin keyfine keyif katmış..

ergenlik bunalımları, aşk acısı, okul-aile-öğrenci üçgeni trajedisi.. hepsi tam ayarında.. filmin hoş bir havası, güzel renkleri var.. ayrıca insanı rahatsız etmeyen, karmaşadan uzak bir pırıltıya sahip..

yalnız şunu da söylemeden geçemeyeceğm, orjinal ismi "Charlie Bartlett" olan filmin adını "Charlie İş Başında" ya nasıl çevirmişler ve nasıl böyle alakasız bir anımsatma yapmışlar anlayamadım..

2 yorum:

suiwar dedi ki...

bir filmin orjinal ismini farkli bir sekilde Turkce'ye cevirip de veren medya organi ya da yazarlarin güvenilirliginden ve elestirmenliginden süpheye düsülmeli. Ne yazik ki bu hatayi orjinal ismini de degistirerek farklı ülkelerde farklı orjinal isimle filmi piyasaya suren yapimci firma yada distributor firma da yapiyor. Herhalde senarist bu filmin ismi amerika'da bu olsun avustralya'da da bu olsun diye fikir belirtmiyordur degil mi?

GökçeKız dedi ki...

Fotodaki tişört yazısı çok iyi..
en de kendime yaptırmaya karar verdim :)

kim üstüne alınırsa artık...