20.11.2008

just a perfect day

bir süredir yazamıyorum.. nelerle uğraştığım ise meçhul.. yapılacak işler silsilesi içinde hiç birşey  yapmadan nasıl oluyor da böyle yoruluyorum bilmiyorum.. kafamda hep birşeyler var gibi ama kapağını açıp baktığımda bomboş..

iki gün önce, günlerden salı.. belki de en güzel salı.. sevgilimle inanması güç ama benim asla inanmaktan vazgeçmediğim bir konuda nefis bir haber aldık.. İstanbul'u sel götürürken Cerrahpaşa'dan Eminönü'ne kadar poşet gibi bir yağmurluğun içinde, ayaklarımız sırılsıklam yürüdük.. Taksim'de en bir sevdiğim restaurant olan Deep'e gittik.. gündüz gündüz bira söyledik kendimize.. eve giderken bir de rakı alalım dedik.. akşamüzeri naçizane soframızı kurup bir de film ayarladık kendimize..

gece yatmadan hemen önce mutfakta bir sigara içerken gün boyunca aklımda dönüp duran bir şarkıyı mırıldandım..

mükemmel bir gün, parkta sangria içmek/ sonra hava karardığında/ eve gitmek/ mükemmel bir gün işte/ yem vermek hayvanlara/ hayvanat bahçesinde/ sonra sinemaya/ eve sonra da

mükemmel bir gün işte/ mutluyum seninle geçti diye/ iki arada bir derede/ bırakma beni/iki arada bir derede

mükemmel bir gün işte/ dert,tasa geride/ başbaşa haftasonu keyfi/ ne kıyak be oh

mükemmel bir gün işte /unutturdun bana kendimi/ başka biriydim sanki/ iyi biri..

mükemmel bir gün işte/ mutluyum seninle geçti diye/ iki arada bir derede /bırakma beni/ iki arada bir derede

ne ekersen onu biçersin..

mükemmel bir gün işte..

sanki o gün için yazılmıştı.. o şarkıyı bu kadar sevdiğimi daha önce farketmemiştim.. Just A Perfect Day 18 Kasım Salı gününün fon müziğiydi..

2 yorum:

nelin dedi ki...

o günün mikemmel olmasının bi sebebi daa var biliyısın..eki..

lunawar dedi ki...

luna'nın anasının douummgünü:))