2.11.2013

Damocracy

..
"burası sadece Türk ya da İslam tarihinin geçmişi değil.. burası başka dinlerin başka ırkların başka insanların da geçmişi.. burası Türkiye'de diye onların da geçmişini silmeye hakkımız yok ki.. sadece burası bize ait değil çünkü.." diyor Fatma.. 
bazı insanlar için olup biteni anlamak, anlamlandırmak çok zor.. vahşeti, yıkımı, katliamı içindeki en saf hislerle reddediyor bazı insanların muhakemesi.. anlaşılmasını olanaksız kılıyor..


bu sabah ÖtekiSinema vasıtasıyla haberdar oldum bu belgeselden.. 
"1996 yılından bu yana her yıl ekim ayında gerçekleştirilen CineEco Festivali, çevre temalı filmlere adanıyor. Her sene 40’tan fazla ülkeden 600’ün üzerinde çevre konulu filmin katıldığı festivalde jüri 10 filmi ödüle layık görüyor. Yarışmanın en prestijli ödüllerinden biri olan Çevresel Antropoloji ödülünü bu sene DAMOCRACY filmi aldı." diyorlar..

dünyanın farklı uçlarındaki iki ülkenin aynı kaderi paylaşarak bir araya gelmesi sayın başbakanın da dediği gibi belki de faiz lobisinin işidir.. "Polisimize en ağır hakaretler yapıldı. Terör örgütlerinin paçavralarıyla Türk bayrağını yan yana salladılar. 76 milyon günlerdir bu barbarlığı bu şiddeti hep ibretle izledi. Bu çirkin manzaraları rahatsızlık içinde izledi. Bu eylemler sonrası Türkiye maalesef kaybetti. Turizmde ekonomide uluslararası gücünde kaybetti. Bu eylemlerden dolayı başkaları kazandı. Faiz lobisi kazandı, uluslararası sermaye çevreleri kazandı. Aynı oyun Brezilya’da oynanıyor. Farklı bahaneler altında Brezilya’ya zarar veriyor.

Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürüp taşeronluk yapmaktan artık bu gençlerin vazgeçmesin gerek. Evlerine dönsünler. Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye yola çıkanlar faiz lobisinin ücretsiz gönüllü askerleri olarak sokakta olduklarını gördük. Tencere tava ne iş? Gürültü kirliliği, çevre kirliliği. Taksim Meydanı’ndan yeşili çevrecilik adına yaparken gürültü kirliliğini de gözardı etmemelisiniz." ya da kursağındaki lokmaya göz dikilmiş halkların uyanışı.. kendilerini bir avuç zannederken dünyanın her yanına yayıldıklarının farkına varışları.. aslında onlardan çok daha kalabalık olduklarını görmeleri ve aslında yalnız olmadıklarını kalplerinde hissetmeleri..

gün geldiğinde terörist, çapulcu, yağmacı diye nitelenebilecek insanların sadece kendini doyurmak için mızrakla, oltayla balık avlamaya çalışmasındaki naifliği göremeyecek kadar kör, açgözlü olabiliyor bazıları.. yüzlerce balığı avlayıp hem karnını doyurup hem de para kazanabilecekken sadece ihtiyacı olanı almak bir insanlığın erişebileceği en güzel mertebe, kanaat etmek belki..

işte burda yine başa dönüyorum ben.. Fatma'nın "anlayamayışına".. Fatma'nın şaşkınlığına.. Fatma nasıl anlasın bu hesapları.. Fatma'nın içine açgözlülük Fatma'nın içine hırs düşmemiş ki..



Hiç yorum yok: