15.07.2008

sebze günlüğü 5; tek ihtiyacı(m)..



1. toprak

2. su

3. gün ışığı

4. ilgi

5. çok ilgi

14.07.2008

sebze günlüğü 4

inanılmaz bir süpriz..

her sabah yaptığım gibi gözlerim yarı açık balkona çıktım yine.. bebeklerim nasıllar diye..

güneşin azlığı ve benim acemiliğimle o kadar yavaş büyüyorlardı ki.. çiçekleri üzerindeyken sonbahar gelecek diye düşünmeye başlamıştım.. ama oldu.. üç domates fidemin üzerinde beni süprizler bekliyordu.. güneşin azlığı ve bulunduğum sokağın "iklim koşullarını" gözönünde bulundurursak açıkçası ne zaman sulamam gerektiği konusunda bile bunca zamandır bir türlü emin olamadım..

tam da aklımda ve içimde kocaman değişimler yaşarken.. yepyeni hislerle cebelleşirken bu küçücük yeşil sebzeler bana nasıl da iyi geldi anlatamam..

"Çünkü Arabide aynı kökten gelen "hayret" ve "hayranlık" sözcükleri onların lügatında yoktu ve onlar mucizelere şaşmamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Nitekim, dünyanın döndüğüne en sonunda kafaları basınca bu kez de buna hayret etmekten vazgeçmişlerdi. Aynı şekilde onlar, düşlerini anlatanlara da kızıyorlardı. Çünkü düşler, onların gerçeklik duygularına aykırıydı. İşin kötüsü onlar, kendi gerçeklik duygularına gerçeğin ta kendisi diye bakıyorlar, aşina oldukları ve şaşırtıcı bulmadıkları herşeye gerçek diyorlardı. Oysa bu, gerçekdışı olanın tanımının ta kendisiydi. Çünkü Dünya'nın kendisi, bir mucize olarak, düşlerden katbe kat daha şaşırtıcı ve hayranlık uyandırıcıydı."

diyor İhsan Oktay Anar, Kitab-ül Hiyel'de.. Belki en iyi o anlatıyor..


13.07.2008

Still of the Night



Whitesnake..

İstanbulun sayılı güzelliklerinden biri artık benim için konsere gitmek.. Geçtiğimiz hafta en büyüklerden ikisini ön sıralardan izleme ayrıcalığını yaşadım.. David Coverdale gerçek.. Ben gördüm.. Çılgınlar gibi tepinip, bas bas bağarıyor..Now You're Gone'u da söyleseydi gerçek olmadığını  düşünebilirdim.. Söylemedi.. Konserin sonlarına doğru ön sıralardaki yerimizi terkedip arkalarda bir yer bulduk kendimize..Birer de bira alıp sahnenin keyfini çıkardık.. Coverdale seyirciyi hiç rahat bırakmadı.. O şarkı söylerken kimsenin dikkatinin başka yöne kaymasına müsade etmedi..Still of the Night seyirciyle bir ağızdanbol tekrarlarla söylendi.. Nefisti.. Coverdale tam bir RockStar olarak küstah ve şımarık, seyircisi de bir o kadar boyun eğen ve sadıktı..

İstanbul'dan Whitesnake geçti..   Benim sesim kısıldı..

8.07.2008

sebze günlüğü 3

gidebilmek hissimi canlı tutan bitkilerim artık yavaş yavaş çiçeklenmeye başladı.. biberlerim, hıyarlarım ve domateslerim birkaç haftadır güzel çiçekleriyle bana umut veriyorlar.. çok basit.. sadece zaman ve vazgeçmemekle ilgili.. zamanın yavaşladığı ve koşuyormuş gibi değil de sanki durduğunuz yerde herşey etrafınızda pervaneymiş gibi biryerlerin olduğunu öğrendiğimden beri belki de yaptığım herşey o yere ulaşabilmek için bir hazırlık..

bu yer bensiz olmaya devam ediyor ya.. ben o yersiz "ol"maya devam etmek istemiyorum artık..

sabahları erkenden kalkıp yaptıklarım, yakın zamanda içine girmeyi planladığım hayat için küçük hazırlık hepsi.. sanki o gün hava gereğinden fazla sıcak ya da kirli olmayacakmış gibi.. sanki heryeri motor ve insan sesleri sarmayacakmış gibi.. sanki o istemediğim kıyafetleri giyip gökyüzünü göremediğim ofisime gidip kendimi bilgisayarımın önüne hapsetmeyecekmişim gibi.. işte bir sene boyunca tüm bu prova saatleri beni biraz daha sakinleştirip teselli etti.. üstelik beklemediğim bir etkisi de oldu.. tam da ismini bilemiyorum ama.. aidiyet gibi.. artık yalnız değilmişim gibi.. artık biryere bağlanabilirmişim gibi..

bana geçen sene domates tohumlarını satan adam o küçük tohumların aslında benim için ne büyük bir değişim olacağını bilebilseydi belki de daha dikatli anlatırdı.. neyse.. ben o zaman bunlar için hazır değildim belki de..

şimdi hala ayaklarım toprağa basmıyor ama bir sınavı daha geçtim.. çiçekler meyve olacak..

herşey çok güzel olacak..